top of page

AKIMLAR

Sanat akımlarının ortaya çıkmasında bilimsel gelişmeler, yönetim biçimleri ve sosyal gelişmeler başta olmak üzere pek çok faktör rol oynamıştır.Bu akımlar kendilerinden önceki akıma bir tepkiydi.Hiçbir sanat akımı sadece estetik kaygılarla ortaya çıkmamıştı.Rönesansta sadelik, ölçüler,simetri ve kompozisyonlar dahil olmak üzere matematikle anlatım çok önemliydi.

Barok bu kuralcılığa bir tepki olarak doğdu,hareketlilik ve derinlik ortaya çıktı,simetri bozuldu.Doğayı olduğu gibi vermek için realizm ortaya çıktı.Empresyonizmin ortaya çıkmasında sanayileşme ve kent yaşamı etkili oldu.Doğanın içinde güneş ışığını keşfederek ışığın renkler üstündeki farklılıklarını resmettiler.

 

RÖNESANS:(15yy-16yy)

Ortaçağda kiliseler insanlara çok baskı yapıyordu, bilim ve sanat ikinci plandaydı.Rönesans bir aydınlanma hareketidir.Yeni Dünya görüşünün başlamasıdır.Adına klasizm de denebilir.Antik Yunan ve Roma sanatının yeniden doğuşudur.Önce İtalya'da başlamış tüm Avrupa'ya yayılmıştır.Yüzyıllardır süren uykudan ve ağır baskıdan uyanıştır.Bilim ve sanatta bir patlama yaşanmış, bugünkü Avrupa'nın temelleri atılmıştır.Gotik dönem, Sienna ekolü ve erken Rönesans olarak sıralanan sanat süreçlerinde anatomi, form, biçim, perspektif,ışık kaygısı olmadan meydana getirilen bir sanat akımı olmuştur.1700'lü yılların sonuna kadar sanat ve sanatçı kavramları pek bir anlam ifade etmezdi.Plastik sanatlar özellikle resim ve heykel kilise denetimi ve egemenliği altındaydı.Bugünkü sınırsız özgürlük o dönemlerde yoktu.Kilise bazen neyi nasıl hangi renklerde istediğini bile söylüyordu. Rönesans dönemiyle beraber ışık, gölge,perspektif,gerçekle yakınlaşma ve anatomi son derece önem kazanmıştır. Genellikle dinsel ve mitolojik konular ele alınmıştır.

 

MANİYERİZM:

Rönesansa karşı bir duruşdur.Michealangello tarafından öncülük edilmiştir.Bu akımda figürler anatomik olarak irileşip uzayabilir daha ruhani bir hava yakalama kaygısı hissedilebilir.El Greco bu akımın zirvesindedir.300 yıl sonraki dışavurumculuk akımının ilk temelleri atılmıştır.

 

BAROK:

İtalyanca düzensiz inci anlamına gelen Barroco kelimesinden türemiştir.1600'lerin ortalarına yaklaşırken ışık kavramı ,İtalya Caravaggio ,İspanya Diego Velasquez,Hollanda Rembrandt  gibi sanatçılar tarafından ilk kez bu dönemde ele alındı.Barok öncesinde  ışığın nereden geldiğinin pek bir önemi yoktu.Sadece formu verebilmek için ışık kullanılıyordu.Barok ile gelen yeni anlayışta tek noktadan gelen güçlü ışık daha dramatik ve daha güçlü bir anlayışın çıkmasını sağlamıştır.Barok sanatında ideal güzelliğe yer yoktur.İdeal olana karşı, kan ve dehşete ait ne varsa barokta görebiliriz örneğin Caravagio'nun şüpheci Thomas eseri gibi.Net olarak resmedilen detaylar ,abartılı hareket hissi ile beraber edebiyat ve müzikte de etkili olmuştur.Eser sayısının çok fazla olması nedeni ile bir dönem adı olarak anılır.1600'lerde yani Barok dönemlerinde sadece estetik kaygılarla akımlar çıkmadı.Bu yıllarda gemi teknolojileri gelişti böylece ticari gemiler daha uzağa gidebildiler.Böylece burjuva sınıfı doğdu, istedikleri şey gösterişli evlerine asacakları kendi resimleriydi.

 

ROKOKO:

 

1700 'lerde ortaya çıkan Rokoko'da doğanın kendisi ana tema olmaya başladı.Kiliselerden sonra burjuvalarda sanat alıcısı rolüne geçtiler.Doğa manzarasının yanında kendi portrelerini istiyorlardı. Jean Vermer'in inci küpeli kızı ve ev işi yapan kadın portreleri gibi.

 

NEO-KLASİZM:( Yeni Klasiszm)

1789 Fransız ihtilali dönemlerinde toplumlar alt sınıf, burjuva ,ruhban ve kraliyet olarak ayrışmıştı. Bunun sonucunda iç savaş çıktı. Milliyetçilik fikirleriyle ruhban ve kraliyet ailelerine verilen savaşta çok kan kaybedildi.Roma bir zamanlar dünyanın en büyük gücüydü ancak zamanla yozlaştı ve ülkenin sonu geldi.Jack Louis David Roma estetiğini kendi çağına uyarladı ve siyasi mesajları olan yepyeni bir anlayış getirdi.

 

ORYANTALİZM:

Sanayi devrimi ile beraber ülkelerin hammadde ihtiyacı doğmuş ve doğuyu henüz keşfedilmemiş olanı keşfetmişlerdir.Doğunun gizemli ve mistik varlığı sanatçıların ilgisini çekmiştir ve Doğuyu Batı anlayışına göre sanata dahil etmişlerdir.Osman Hamdi beyin hocası olan Jean Leon Gerome bu akımın en önemli temsilcisidir.

 

ROMANTİZM:

Heyecan ,üzüntü ,korku aşk gibi duyguları anlatır. Bu akımdan sonra fotoğraf makinası icat edilmiştir. Sanatçılar gerçekçi anlayışı terk ederek bu güne kadarki uçuk, farklı sıradışı akımları geliştirmişlerdir.Eugene Delacroix,Francesco Goya, Jmw Turner, Ivan Ayvazovski akımın bazı sanatçılarıdır.

 

KÜBİZM:

Kübizm size bir hikaye anlatmaz size bilinçli bir biçim deformasyonu vadeder.Doğa geometri demektir.Yüzünü sola dönmüş bir insanın aynı anda iki gözü ve aynı zamanda yüzünün görünmeyen kısmının da görülebilir olacağı bir anlayış pekala mümkündür.Güzel bir ayakkabı resmi vadetmez ayakkabının her yerini aynı anda görebileceğimiz bir üç boyut sunar.Bunu ne kadar sade yapabilirse kübizmin karakterine o kadar uygun bir yapıt olacaktır.Sade renklerle oluşan karmaşa kimi zaman uyum içindedir.Artık Picasso'nun resimlerinde gördüklerinizi yorumlayın fakat ne anlattığını düşünmeyin.

 

SÜRREALİZM( GERÇEKÜSTÜCÜLÜK):

 

Sürrealizmin ortaya çıkışı 1. ve 2. dünya savaşından sonradır.Gerçek dünyanın baskılarından bir kaçıştır.Freud'un bilimsel çalışmaları onları etkiler.Bilinçaltı ve rüyaların gizemli dünyası onları çeker.Picasso 'sürrealizm rüyalar iklimidir' der.

 

 

NEO KLASİZM(18 yy- 19 yy):

 

Barok sanatı zamanla aşırıya kaçmıştır.Rokoko gibi aşırı dekoratif ögeler kullanılmıştır.Antik  dünyanın özlenen ruhuna bir türlü ulaşılamamıştır.

 

ROMANTİZM:

19. Yüzyılın ilk sanat akımıdır.Renk, tutkular ve hareketlilik  ön plana çıkar.Desen önemini kaybeder.Tarihsel konular ,folklorik ögeler duygular ,düşler resmi oluşturur.Fransız ihtilali Avrupa ülkelerinde ulusal duyguların ön plana çıkmasına neden olur.

 

DADAİZM (DADACILIK KURALSIZLIK):

 

1. Dünya savaşı döneminde başlayan sanat ve kültür akımıdır.Felsefeleri 'sanat öldü, yaşasın sanattır'.Savaşın vahşiliğine hayatın ve sanatın sertliğine ve erotizmine bir tepkidir.Halihazırda varolan düzene ve sanata bir başkaldırıdır.Sürrealizmden ayrılan özelliği yıkıcı olmasıdır.Burjuva değerlerini eleştirip kamuoyunu sarsıp şaşırtmayı hedeflemişlerdir.1922 yılından sonra etkisi azalmıştır.Bu akımı benimseyen sanatçılar sürrealizme yönelmiştir.bu akımın bazı temsilcileri Jean Arp ,Richard Hüelsenberg, Jacques Magnifico ,Marcel Janco'dur.

 

EKSPRESYONİZM ( DIŞAVURUMCULUK):

İzlenimciliğe tepki olarak doğmuştur.20.yüzyılda iç dünyanın ve bilinçaltının ön plana çıkarıldığı doğanın olduğu gibi temsilini reddetmiş bir akımdır.Sanatçı duygularını renki düzlem,kütle ve çizgiyle dışavurur.Gerçeğin formunu bozarak gelenekselin dışına çıkar ve öznel duygularla sanat yapar.

 

EMPRESYONİZM( İZLENİMCİLİK):

 

19. YY Fransa'da ortaya çıkmıştır.Doğa, objektif olarak değil gerçeklik ve nesnelliğin sanatçıda uyandırdığı izlenime göre ele alınır.Genellikle açık havada çalışmayı tercih etmişlerdir.Bu akımla beraber klasik sanatın kahverengi, siyah ,koyu ağır gölgeleri yerini parlak, neşeli,renklere bıraktı bu açıdan teknik bir devrim sayılabilir.Bu döneme ait Türk resim tarihinin en önemli peyzaj ressamlarından biri  olarak Hoca Ali Rıza'yı söyleyebiliriz.

 

 

FOVİZM ( YIRTICILIK):

 

20 YY. ilk sanat devrimidir.Saf renklerin açılıp gelişmesidir.Boyanın en saf tüpten çıktığı şekliyle doğrudan kullanımı asıl farklılığıdır.Biçimlerde derinlik yoktur.Renkler birbiriyle karışmamıştır.Fovizm çok değerli eserler bırakmış ancak uzun sürmemiştir.Başlıca sanatçıları Marquet, Friosz,Braue ve Andre Derain sonradan klasikçi olmuştur.

 

FUTURİZM:

 

20.yy. başında geleneksel kuralları yıkmak isteyen bir sanat akımıdır.Dinamizm ve hareket amaçlamışlardır.Amaçları evrendeki hareketin bir anını değil hareketin kendisini duyurmaktır.Hareket eden bir varlık algılanana kadar değişir bu nedenle bir hayvan dört değil belki 16 ayaklıdır.Çabuk hareket eden bir cismin çizgileri hava içerisinde erir.Gözler bunu farkedemez .Tıpkı parçalanmış moleküller gibi.Bu bilimsel bir gerçektir ve futuristlerin sanata bakış açısının temelini oluşturur.Hız,değişim, yenilik, dinamizmi sanatla buluşturmak yani sanatla hayat arasındaki kopukluğu yok etmek hedefleridir.Bu sebeple deniz, araba,dansçı gibi  daha çok hareketli konuları seçmişlerdir.Başlıca temsilcileri Umberto Baccioni, Glacano Balla,Carlo cara, Lugi Russolo,Ginoseverini ve Marcel Dumchamp'tır.

 

İDEALİZM:

 

20. yy başlarında simgecilik ve bireyci düşünceye karşı bir tepki olarak ortaya çıktı.Düşünce dışında nesnel bir gerçekliğin var olmadığını savunmaktadır.Var olan her şeyi düşünceye bağlayıp ondan türetir.Düşünceden bağımsız bir varlığın yada maddi bir gerçekliğin olmadığını savunur.Maddecilik ,doğalcılık ve gerçekçilik varlığın düşünceden bağımsız olarak var olduğunu kabul eder.İdealizm ise bunun tam tersini savunur.İdealistler doğadaki nesneleri, her şeyin özünü oluşturan tek bir enerjinin geçici görünümü olarak görür.Varlığın tüm görünüşlerinde tek bir anlatım yattığını düşünürler.Varoluşu tek bir birlik olarak algılar.Aklın sağladıkları dışında gerçekliğe ulaşmanın imkansız olduğunu kabul ederler. Plato'nun idealar dünyası kuramıyla idealizmin temelleri atıldı.Gerçeklik ideadır, madde bunun yansımasıdır.Topluluk bilinci makineleşen toplumlar büyüyen kentleri hayatı yönlendiren belli belirsiz tinsel gerçekleri ön planda tutar.

 

KONSTRÜKTİVİZM:

 

20.YY ikinci on yıllık süresinde aktif olan önemli bir sanat hareketidir.Sanatçının bir bilim adamı ve mühendis olduğunu kabul eden bir harekettir.Burjuva önyargılarına karşı çıkmışlardır.Sanat için sanat ve gerçeğin yorumu ve tasviri anlayışına karşı çıkmışlardır.Vladimir Tatlin,El Lissitzky,Naum Gabo,A.passner,N.Gabo başlıca sanatçılarıdır.

 

KÜBİZM:

 

Fransız snat akımıdır, temsile dayalı sanat anlayışından sapmışlardır.1.Dünya savaşından önce gelişmiştir.Doğadaki her şey koniye, küreye, ve silindire dayanır.Kübizm empresyonist görüşe bir tepkidir.Empresyonizmin görme duyusu yerine kübistler aklın gücünü ortaya koymak istiyorlardı.Kübistler  nesnelerin sanki çevresinde dolaşıyormuş gibi bir kaç bakış açısından yandan cepheden üstten alttan bakarak aynı imge üzerinde göstermişlerdir.Kübizm ayrı ayrı yerlerde geçen şeylerin birlikte aynı zamanda cereyan ettiğini tasavvur ve tasvir etmek düşüncesi ile karışıklıktan hoşlanma zevkinin birleştirilip ifade edilmesi esasına dayanır.Kübistlere göre konunun sadece görünen değil görünmeyen tarafını da göstermek gerekir.Bu bakımdan kübizm tabiatın yepyeni bir anlayışla değerlendirilmesidir.Onlar sanatlarının kaynağını duygudan çok düşüncede aramışlar esere düşünceyi katarak empresyonistlerin aksine ilim yoluyla değil sanat yoluyla sanata varmak prensibini seçmişlerdir.Empresyonizm tablonun desen arkitektürel yapısını bir yana atarak sadece atmosfer oyunlarını güneş ,gölge oyunlarını resmetmiş ,form ve biçim güzelliğine yer vermemiştir.Kübistler renk oyunlarını ,akışlarını güneş ışığının tabiattaki pırıltılarını bir kenara attılar,eşyaların geometrik yapısını ön olana çıkarttılar..Ancak bu gerçekçi olmadı.Eşyaların boşluktaki yerlerini iyice belirtmek için onları parçaladılar ve çeşitli cephelerden göstermek istediler..Eşyanın ağırlığını kıymetlendirmek için eşyayı parçaladılar ve resim sanatının araçları ile yeniden yapmak istediler.Bu akımın bazı sanatçıları Picasso,Paul Cezanne,Georges Braque,Juan Gris,Max Jacob, Leonardo da Vinci sayılabilir.

IMG_2672_edited.jpg
bottom of page